Su Arıtma Cihazı Kaç Aşamlı Olmalı ?

Su arıtma cihazı kaç aşamalı olmalı ?

Su Arıtma Cihazı Kaç Aşamalı  Olmalı ?

Su Arıtma Cihazı almaya karar verdiniz ve araştırmaya koyuldunuz ve karşınıza karma karışık yüzlerce makale yada ürün çıkmaktadır. Antalya su arıtma olarak tecrübelerimiz ve araştırmalarımız sonucunda Su arıtma cihazının 5+1 aşamadan oluşması gerektiği kanaatine vardık.

Göreceksiniz ki karşınıza çeşitli cihazlar ve filtreler çıkacak.

  • 5 filtreli su arıtma cihazı
  • 6 filtreli su arıtma cihazı

7-8-9 aşama hatta 10-11-12 aşama modellere kadar yolu olduğunu göreceksiniz. Ancak kaliteli bir su arıtma cihazında 5 ana filtrenin yanı sıra +1 alkali(PH) filtreli bir su arıtma cihazının yeterli olduğunu söyleyebiliriz ekstra koyulan filtrelerin aynı işlevi yaptığını sadece filtre maliyetini yükselttiği bilimsel bir gerçektir.  5+1 filtreli bir su arıtma cihazı ile kaliteli su üretebilirsiniz.

5+1 Yani  Reverse osmosis (Tezgah altı su arıtma cihazı)

1. Aşama:  5 micron sediment filtre

2. Aşama: Granül aktif karbon filtre (coconat bazlı)

3. Aşama: Blok karbon filtre (cocnat bazlı)

4. Aşama: 75 veya 80 gpd kaliteli Membran filtre

5. Aşama: Post karbon tatlandırıcı filtre (cocnat bazlı)

6. Aşama: Alkali (PH) Filtre ( kaliteli kendini ıspatlamış olması önemli)

Bu Altı (6) aşamada dikkat edilmesi gereken cihazın ve cihazda bulunan filtrelerin kalitesidir. Kaliteli olması çok  önemlidir.

Su arıtma cihazları zararlı mı ?   Mineralleri alır mı?

Su arıtma cihazları zararlı mı ?   Mineralleri alır mı?

 Suyun görevi mineral değil sıvı takviyesi yapmak

‘Arıtma cihazı mineralleri de arıtıyor’ demeyin. Mineralleri sudan değil, yediklerimizden alırız. Önce kendi sağlığınız, sonra da dünyanın geleceği için ayağınıza kadar gelen şebeke suyunu değerlendirin. Cihaz kullanmaktan korkmayın

Sizce yaşamak için gerçekten neye ihtiyacımız var? Neyin önceliği var? Yemek, su, hava, facebook, Instagram, akıllı telefonunuz?
Cevabı hemen vereyim:
SU!

‘Su hayattır’ diyoruz her fırsatta. Su tüketiminin önemi herkesin bildiği bir şey. Peki ya sağlıklı suya ulaşmak adına kullandığımız arıtma cihazları?
‘Su arıtma cihazları sağlıklı mı?

HER YIL RAPOR SUNULUR
Güvenli suya erişim, temel insan haklarımızdan biri olarak kabul edilmektedir.
Ülkemizde büyük bir çoğunluğun bir sonraki yudumunun nereden geleceğini düşünmek zorunda kalmadığı için şanslıyız.
Ancak burada bile işler ters gidebilir ve suyumuz kirlenebilir.
İl Sağlık Müdürlükleri, her yıl illeri ile ilgili yayınladıkları detaylı raporlarda kendi illerinde yapılan bölgesel su analizlerini yayınlarlar. Su dağıtımı ile yetkili bölgesel kurumlar, suların sağlık açısından tehdit olmayacak şekilde sisteme verildiğinden emin olacak şekilde analizlerini yapar ve dağıtıma verirler.
Ancak ülkemizde en fazla nüfusa sahip olan İstanbul’da geçtiğimiz yıllara ait raporlara bakıldığında elde edilen örneklerin analizlerine göre çeşme sularının yüzde 5-10’u içilemez durumda. Yani 10 kişiden neredeyse birinin içtiği suyun, virüs ve bakteri içerme ihtimali var.

DOĞAL KAYNAKLARA SAHİBİZ

Suyun temiz kabul edilen yüzde 90’ında ise asla olmaması gereken nitrit, nitrat, kadmiyum, bromat, arsenik, asbest, cıva, kurşun, toluen vb. öldürücü maddelerdir. Olsalar bile şebekeye verilebilmeleri için temiz su yasal sınırların altında değerlerde olmaları gerekir. Fakat bazı araştırmalar bu değerlerin olması gerektiği düzeylere göre yüksek kaldığını ve suların bu maddeleri içerebileceğini söylemektedir. Uluslararası EWG yani Çevresel Çalışma Grubu’na göre suların çoğunda bunlar ve hatta daha fazlası olabilmektedir.
Neyse ki iyi haberlerim de var. Türkiye dünyadaki en güvenli içme suyu kaynaklarına sahip olup doğal kaynak sularını şişelenmiş olarak ihraç edebilen bir ülkedir. Ancak çeşmeden akan suyunuzla ilgili araştırmanızı yaparsanız, suyunuzda olabilecek bu sıkıntılı maddeleri tespit edebilirsiniz.

FİLTRELERDEN YARARLANIN
İçme suyunu daha güvenli hale getirmek için bazı insanlar evde su filtreleri kullanıyorlar. Bu filtreleme sistemlerinde dört ana çeşit vardır:
Damıtıcı cihazlar suyu kaynatır ve buharı yoğunlaştırır, böylece damıtılmış su elde edilir.
Aktif karbon filtreleri, tat ve kokuya etki eden bazı organik kirleticileri kaldırabilir. Bazı sistemler aynı zamanda klorlama yan ürünleri, çözücüler ve böcek öldürücüler ya da bakır veya kurşun gibi bazı metalleri uzaklaştırmak için tasarlanmıştır.
Aktif alümina içeren iyon değişim birimleri, kalsiyum ve magnezyum gibi suyun sertleşmesini sağlayan mineralleri kaldırabilir. Bu genellikle karbon absorpsiyonu veya ters ozmos gibi başka bir filtrasyon yöntemi ile birlikte kullanılır.
Karbonlu ters ozmos üniteleri, pestisitler ve petrokimyasalların yanı sıra nitratları ve sodyumu da kaldırabilir. EWG en etkili filtreleme için ters ozmos ünitelerini kullanmayı tavsiye etmektedir.
Bunlar, suyu yarı geçirgen bir zardan geçirmek için ev basıncını kullanırlar. Çözünmüş katılar da dahil olmak üzere çok çeşitli kirletici maddeleri kaldırabilirler ve arseniklerin temizlenmesi için onaylanan tek tiplerdir.
Su filtrelerini tercih ederken uluslararası NSF standartlarına tabi olduğuna emin olmanız gerekir. Ulusal Sanitasyon Vakfı tarafından verilen sertifikalar doğrultusunda elde edeceğiniz suyun hangi standartlara göre filtre edildiği ve temizlendiği belgelenmelidir. Özellikle ters ozmos ünitelerini alırken NSF/ANSI 58 sertifikasyonunu sorgulamanız önerilmektedir.

SU, SIVI TAKVIYESI YAPAR
Dünya Sağlık Örgütü’nün kronik ve tekil kaynak olarak saflaştırılmış – yumuşatılmış sulara karşı yapmış olduğu uyarılar neticesinde halk arasında, Ters Ozmos sistemi suyu büyük ölçüde (minerallerin de büyük bir kısmını) temizlediği için sağlıksız olduğu düşünülmemektedir.
Vücudun minerale de ihtiyacı olduğu, sistemin mineralleri de arıttığı için sağlıksız olduğu kanısı yaygındır. Ancak bu noktada suya olan bakış açımızı değiştirmemiz gerekmektedir.
Suyun esas görevi insan vücuduna mineral takviyesi yapmak değildir, sıvı desteği sağlamaktır. Vücudumuzun mineral ihtiyacını sudan karşılamak istediğimizde, sadece doğal kaynak suyu veya çeşme suyunu 50 litreden az olmayacak şekilde içmemiz gerekirdi. Bu sebeple biliyoruz ki asıl mineral kaynağı içtiğimiz suya oranla yediğimiz gıdalardır.
Ancak unutulmamalıdır ki; ev veya ofis yaşamınızda kullanmak üzere hangi su filtreleme sistemini seçerseniz seçin, bakımını yapmanız gerekir. Aksi takdirde, kirleticiler filtrede birikir ve su kalitesini filtre olmaksızın daha kötü hale getirebilirler.

SUYUN KALİTESİ ÇOK ÖNEMLİ
SU tüketiminin yaşamsal öneme sahip olmasının ardında yatan en önemli neden, su kaybı olarak ifade edebileceğimiz dehidrasyondur. Yeterli miktarda su içmeyen biri, dehidrasyon neticesinde ciddi sağlık problemleri yaşayabilir. Yorgunluk, kafa karışıklığı, hafıza kaybı, baş dönmesi, idrar yolu enfeksiyonları, kabızlık, kuru-kırışık cilt, kırılgan saç, zayıf tırnaklar ve baş-kas ağrısı; az su içmek neticesinde karşılaşılabilecek durumlardan birkaçıdır. Gereken müdahale yapılmadığı ve dehidrasyon kronik hal aldığında, yaşamı tehdit eden metabolik problemlere yol açarak daha ciddi durumların gelişmesine sebep olur. Örneğin erken yaşlanma bunlardan biridir… Yapılan araştırmalar, fazla miktarda su tüketmenin de yaşamsal fonksiyonları tehdit eden durumlara sebep olduğunu gösteriyor. Bu nedenle her şeyde olduğu gibi su tüketirken de dengeyi muhafaza etmek çok önemli. İçtiğimiz suyun kalitesi ve güvenirliliği, en az su içmek kadar önemlidir.

SU İHTIYACI DAHA DA ARTACAK
Sıvılar; ağır metaller, toksinler, bakteri, mantar ve çeşitli kimyasallar gibi insan sağlığına zararlı maddeleri yapılarında barındırabilirler. Dünya ülkelerinde tüketilen su kalitesine baktığımızda, gelişmiş ülkelerin temiz ve güvenilir suya erişebildiklerini görüyoruz ancak sıra gelişmekte olan ülkelere geldiğinde durum pek de iç açıcı değil. Yapılan araştırmalar, 2030’lu yıllara gelindiğinde gelişmekte olan ülkelerin su ihtiyacının, mevcut su miktarından yüzde 50 daha fazla olacağını gösteriyor.

KAYNAK ;

27.Nisan 2018 Cuma SABAH

HALİT YEREBAKAN

Minerallerin özellikleri ve hangi yiyeceklerde bulunduğu

Su arıtma ve mineral değerleri

Kalsiyum;

İnsan vücudunda en fazla bulunan mineral olan kalsiyumun %99’u kemiklerde ve dişlerde yer almaktadır. Geri kalan %1’i ise kan ve hücrelerde depolanmaktadır. Kalsiyum; kasların çalışması, kanın pıhtılaşması, kemik ve diş sağlığı ve sinir sisteminin düzenli çalışması için oldukça gerekli bir mineraldir. Kalsiyumun günlük alınması gereken miktar bebeklerde, çocuklarda, yetişkinlerde ve gebelerde farklılık göstermektedir. Eksikliğinde, kemik erimesi, raşitizm, diş çürümesi, saç ve tırnaklarda kırılma, eklem ve kaslarda ağrı, hipertansiyon gibi çeşitli hastalıklara neden olmaktadır. Hamilelikte ve bebeklikte yeteri derecede alınmazsa gelişim bozukluklarına yol açmaktadır. Fazla alınması durumunda ise böbrek taşı, kireçlenme, kas güçsüzlüğü gibi sorunlara sebebiyet vermektedir.

Kalsiyum en fazla süt, yogurt, peynir gibi süt ürünlerinde, ayrıca, kuru baklagil, fındık, badem, ceviz, yumurta, tereyağı, balık gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

Magnezyum;

Vücudun sürekli olarak ihtiyaç duyduğu bir mineral olan magnezyum, kemik gelişimi, kalp sağlığı, hücre yapısı, hormon dengesi ve kas yapısı için oldukça önemli bir mineraldir. Cildin, saçların ve tırnakların daha güçlü ve sağlıklı olmasında, sinir sisteminin düzgün çalışmasında etkilidir. Vücutta; kalsiyum, c vitamini, sodium ve fosfor gibi maddelerin etkin bir şekilde kullanılmasında yardımcıdır. Sinir sisteminde etkili olduğu için anti-stres minerali olarak da adlandırılmaktadır. Eksikliğinde; kalp, beyin, böbrek fonksiyonlarında bozukluklar, uyku problemleri, yorgunluk, kas krampları gibi sorunlar görülmektedir. Magnezyum; koyu yeşil sebzeler, kabak çekirdeği, soya fasülyesi, yer fıstığı, yumurta, tam tahıllı ekmek gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

Çinko;

Vücudun hücre, organ, kemik gibi tüm bölgelerinde bulunan çinko; yaraların iyileşmesi, hücre onarımı, büyüme ve gelişim, bağışıklık sistemi ve üreme fonksiyonları için gerekli bir mineraldir. Ayrıca, proteinlerin sentezinde, kalp ve beyin fonksiyonlarında, hücre metabolizmasında rol alan temel minerallerden birisidir. Çinko eksikliği; çocuklarda büyüme ve gelişmede geriliğe neden olurken, yetişkinlerde ise üreme sisteminde sorunlar, saç dökülmeleri, halsizlik, bağışıklık sisteminde zayıflık, dikkat dağınıklığı gibi pek çok soruna yol açmaktadır. Daha çok hayvansal gıdalarda bulunan çinko; baklagiller, badem, fıstık, ceviz, susam, mantar, ıspanak, deniz ürünleri ve tahıllar gibi pek çok yiyecekte de bulunmaktadır.

Potasyum;

İnsan vücudunda kalsiyum ve fosfor mineralinden sonra en fazla miktarda bulunan mineral olan potasyum, vücutta ph değerini dengede tutarak sinir sisteminin ve kasların çalışması için gereklidir. Beyne oksijen taşınmasında, vücuttaki su ve mineral dengesinin sağlanmasında, besinlerin hücre içine taşınmasında, kalbin düzenli çalışmasında önemlidir. Potasyum minerali gıdaların pek çoğunda bulunduğu için genel olarak eksikliği pek görülmemektedir. Ancak; yetersiz beslenme, idrar söktürücüler, ishal ve aşırı terleme gibi durumlarda potasyum eksikliğine rastlanmaktadır. Potasyum eksikliğinde vücutta; kas güçsüzlüğü, kalpte ritim bozukluğu, böbrek fonksiyonlarının bozulması, vücutta sıvı birikimi gibi çeşitli rahatsızlıklar görülmektedir. Potasyum minerali; fasülye, patates, ıspanak, mercimek, muz, kavun, kuru meyveler, yeşil yapraklı sebzeler ve süt ürünleri gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

Fosfor;

Kalsiyumdan sonra vücutta en çok bulunan mineral olan fosforun çoğu, kemik ve dişlerde bulunmaktadır. Hücredeki DNA ve RNA’nın temel yapıtaşıdır. Fosfor; kemiklerin ve dişlerin güçlenmesinde, kalp ve böbreğin işleyişinde, hormonal dengenin sağlanmasında, enerji oluşumunda önemli bir mineraldir. Fosfor mineralinin işlevini yerine getirebilmesi için kalsiyum ve D vitamini ile birlikte bulunması gerekmektedir. Eksikliğinde vücutta; kemik ağrıları, diş sorunları, sinirsel sorunlar, kalp rahatsızlıkları, kaslarda yorgunluk ve zayıflık gibi rahatsızlıklar görülebilmektedir. Kemiklerde depolanmış olan fosfor, fosfat olarak adlandırılmaktadır. Fosfor minerali, et ve süt ürünleri, deniz ürünleri, badem, fıstık, mercimek, ay çekirdeği, susam, kuru baklagiller gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

Demir;

Kanda oksijen taşımakla görevli hemoglobin adı verilen kan proteinin üretilmesi için gerekli olan demir, vücudun gelişimi için önemli bir mineraldir. İhtiyaçtan fazlası alındığında vücut tarafından depolanmaktadır. Erkeklere göre kadınlarda eksikliği daha fazla görülmektedir. Demir eksikliği ile meydana gelen anemi, en yaygın görülen kansızlık sorunudur. Vücutta yeteri derecede demir olmadığı zaman gerekli hemoglobin üretilememekte ve dokular için hayati olan oksijen taşınamamaktadır. Demir eksikliği; halsizlik, yorgunluk, çarpıntı, baş dönmesi, saçlarda dökülme gibi rahatsızlıklara neden olmaktadır. Demir mineralinin etkisini ve emilimini artırması için C vitamini ile birlikte alınması tavsiye edilmektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, et ürünleri, ciğer, yumurta, tahıllar, hurma, pancar, badem, kurutulmuş meyveler, pekmez gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

İyot;

Vücutta en fazla tiroid bezlerinde bulunan iyot; büyüme, gelişme, sinir sistemi ve üreme faaliyetleri bakımından önemli bir mineraldir. Boynun ön tarafında yer alan tiroid bezi, tiroid hormonlarının yapımında görevlidir. Tiroid bezinin bu hormonu üretebilmesi için iyot mineraline gereksinimi vardır. İyot eksikliği durumunda; guatr, gelişim bozukluğu, zeka geriliği, metabolizma bozukluğu, normal olmayan kilo artışları gibi çeşitli rahatsızlıklar görülebilmektedir. Özellikle hamilelikte iyot eksikliği bebekte gelişim bozuklukları, beyin gelişiminde gerilik, cücelik, sakatlık gibi ciddi sorunlara yol açabilmektedir. İyot minerali; iyotlu tuz, süt, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, deniz ürünleri, maden suları, mineralli sular, ıspanak, kabak gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

Diğer;

Omega -3

Omega-3, deniz ürünlerinde ve bazı bitkilerde bulunan bir yağ asididir. Omega-3’ün tavsiye edilen günlük alım miktarı kişiden kişiye göre değişmekle birlikte kalp-damar sağlığı, kan basıncı düzeyleri gibi sağlık göstergelerine bağlıdır. Dolayısıyla bu durum omega-3’ün standart bir doz taviyesinin belirlenmesini güçleştirmektedir. Hafızanın güçlenmesinde, kalp ve damar hastalıklarında, kas ve eklem yapısında olumlu etkilerinin olduğu bilinmektedir. Eksikliğinde; depresyon, kalp hastalıkları, hafıza zayıflığı gibi sorunlar görülmektedir. Hamilelik öncesinde ve sırasında kullanıldığında depresyon ve erken doğum riskini azaltmaktadır. Omega-3 en fazla soğuk deniz balıklarında olmak üzere –somon, uskumru, sardalya vb– ceviz, badem, kivi, semizotu, kabak çekirdeği, keten tohumu gibi pek çok yiyecekte bulunmaktadır.

Genel olarak mineral kaynağı besinlerdir, suyun içindeki mineraller insan için gerekli olan miktarı karşılayamaz. su arıtma cihazları bu anlamda zararlı değildir. antalya su arıtma olarak sizin ve sevdiklerinizin hayatı bizim için değerlidir.

Su arıtma cihazı faydaları

Su Arıtmanın Faydaları

Su arıtma cihazını açıklayacak olursak şayet filtreleri sayesinde atıklar, kum, kireç vb. kötü kokunun önüne geçen, ağızda hoş bir tat bıraktıran ve daha sağlıklı bir şekilde su akmasına yarayan cihazdır. İnsan sağlığı son derece önemli bir konudur tabi ki vücudumuzun %70’ini oluşturan su da bir o kadar önemli rol oynamaktadır. Çünkü şehrin suyu arıtılmadığı için sağlıklı değildir ve ciddi anlamda sağlığınız açısından tehlike yaratmaktadır. Yapısında zararlı kimyasallar bulunur, bu kimyasallar sudan geçerek ayrışmazsa eğer ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Su arıtma cihazları nasıl çalışır?

antalya su aritma

Ülkemizde her geçen gün popülerliği artan su arıtma cihazı, günümüzde en çok merak edilen konular arasında yer alır. Özellikle su arıtma cihazı nasıl çalışır, sorusunun cevabını arayan çok sayıda kişi bulunduğu için, kısaca su arıtma sistemlerinin çalışma prensibini sizler için anlatmaya çalıştık.

Son günlerde adından sıklıkla bahsettiren ters ozmos özelliği, günümüz su arıtma cihazlarının genel yapısını anlatır. Çok sayıda filtreye sahip olan bu cihazların pek çok modeli mevcuttur. Bununla birlikte genel olarak 5 filtre ile çalışan sistemin aşamaları benzer şekildedir.

  • Ön Filtre

Su arıtma sistemi çalışma prensibi incelendiğinde ilk aşamada ön filtre bulunur. Bu filtrenin işlevi, musluktan alınan su içerisinde bulunan makro boyuttaki yabancı maddeler sudan uzaklaştırılır. Sudan uzaklaştırılan bu yabancı maddeler çamur, pas ve tortu gibi maddelerdir Genellikle bu ön filtre 5 mikron gözenek özelliğine sahiptir ve suyun çok daha berrak bir görünüm kazanmasına yardımcı olur.

  • Aktif Karbon Blok Filtre

Yabancı maddelerden ayrıştırılan su, bu aşamada karbon filtreden geçirilerek klor gibi kimyasallardan arındırılır. Böylece sudaki kötü koku ve tat ortadan kaldırılır.

  • 1 Mikron Supun Filtre

Bu filtre sayesinde su içerisinde yer alan küçük partiküller sudan uzaklaştırılır. 1 mikron özelliği ile çok küçük boyuttaki yabancı maddeler dahi, sudan ayrıştırılır.

  • Membran Filtre

Ters ozmos özelliğinin en önemli parçası olarak bilinen membran filtre, tamamıyla yabancı maddelerden ayrıştırılmış olan sudaki zararlı kimyasalları uzaklaştırır. Bu aşamada yararlı olan mineralleri ise koruyarak, insan sağlığı için ideal suyu tedarik eder.

  • Tatlandırıcı Filtre

Son aşama olan tatlandırıcı filtre ise, tamamıyla sağlıklı olan suyun lezzetli olmasını sağlar. Böylece su içme eylemi çok daha keyifli hale gelir.

Bununla birlikte su arıtma cihazlarının en iyi şekilde çalışabilmesi için belirli aralıklarla bakımının yapılması gerekir. Ayrıca su arıtma cihazı filtreleri konusunda bilgi edinilmeli ve zamanı geldiğinde filtre değişimi yapılmalıdır. Filtrelerle ilgili daha detaylı bilgiye sahip olmak için su arıtma cihazı filtreleri başlıklı blog yazımıza göz atabilirsiniz.

Su Arıtma Cihazının Sağlık Açısından Faydaları

Su arıtma sistemi yaygınlaştıkça su arıtma cihazları sağlıklı mı veya su arıtma cihazları ne kadar sağlıklı gibi birçok soru ile karşı karşıya geliriz. Konuyla ilgili endişelere rağmen, suda bulunabilecek tüm zararlı maddeleri sudan uzaklaştıran bu tür sistemler, insan sağlığı açısından oldukça yararlıdır.

Öncelikle plastik damacanalardaki gibi kimyasal etkileşim söz konusu değildir. Ayrıca düşük potasyum ve sodyum oranı içerdiği için özellikle yüksek tansiyon hastaları için faydalıdır.

Arıtılmış su emilimi hızlandırır. Bu nedenle böbrek ve bağırsak daha az çalışır. Kan dolaşımı ise çok daha kolay ve hızlı olur. Bu da vücudun çok daha dinç ve canlı olmasını sağlar. Su arıtma cihazlarının insan sağlığına katkılarıyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için, su arıtma cihazları sağlıklı mı kısmını ziyaret edebilirsiniz.

Sohbeti Başlat
Whatsapp
Merhaba 👋
Size nasıl yardımcı olabilirim?